Kategori: Makaleler

[](https://www.lafsozluk.com/2013/06/hipotenus-nedir-ne-demektir-hipotenus.html?utmsource=chatgpt.com) Hipotenüs Nereli? Matematiksel kavramların kökenlerine dair sorular, genellikle soyut ve teknik bir doğaya sahiptir. Ancak, “hipotenüs nereli?” sorusu, bir matematiksel terimin ötesinde, insanlık tarihinin derinliklerine uzanan bir yolculuğa davet eder. Bu basit görünen kavram, aslında binlerce yıl süren bir düşünsel evrimin, kültürel etkileşimin ve dilsel dönüşümün bir yansımasıdır. Antik Yunan’dan Günümüze: Hipotenüsün Dilsel Evrimi “Hipotenüs” kelimesi, Yunanca “ὑποτείνουσα” (hupoteínousa) kelimesinden türetilmiştir. Bu kelime, “hipo-” (altında) ve “teínein” (germe) köklerinden oluşur ve “altında gerilen” veya “altında uzanan” anlamına gelir [1]. Antik Yunan’da, özellikle Platon’un “Timaeus” adlı eserinde, dik üçgenin dik açı…

32’lik Hortum Kaç Parmak? Bir Antropolojik İnceleme Dünyanın dört bir yanında farklı kültürler, semboller, ritüeller ve araçlar aracılığıyla kendilerini ifade ederler. Her nesne, her araç, ait olduğu toplumun geçmişinden, inançlarından ve dünyaya bakış açılarından izler taşır. Bir antropolog olarak, kültürlerin derinliklerine indiğimizde, her nesnenin anlamının çok katmanlı olduğunu görürüz. Bugün, oldukça basit görünen bir nesne üzerinden bir kültürel keşfe çıkacağız: 32’lik hortum. Belki de, çoğu kişi için sıradan bir araç olan hortum, bir antropolog için kültürel bir sembol, bir kimlik göstergesi ve topluluk yapılarının bir yansıması olabilir. O halde gelin, bu hortumun sadece bir nesne değil, bir anlam taşıyan bir…

Memur Gündelik Nedir? Antropolojik Bir Perspektiften Emek, Düzen ve Kimlik Üzerine Bir Okuma Bir antropolog olarak toplumları anlamaya çalışırken, yalnızca büyük ritüellere ya da egzotik kültürlere değil, gündelik yaşamın küçük ayrıntılarına da dikkat etmek gerekir. Çünkü bazen bir toplumun en derin anlam kodları, en sıradan görünen kelimelerde saklıdır. Memur gündelik kavramı da bu anlamda modern bürokrasinin ritüellerinden biri olarak görülebilir. Bir yandan ekonomik bir terim gibi dursa da, diğer yandan kültürel bir sembol, toplumsal düzenin bir aynası ve kimlik inşasının sessiz bir aracıdır. Bu yazı, memur gündelik olgusunu antropolojik bir gözle — yani kültür, sembol, ritüel ve toplumsal yapı düzleminde…

Ki Eki Nasıl Ayrı Yazılır? Dilde Verimlilik, Ekonomik Akıl ve Toplumsal Denge Üzerine Bir Analiz Bir ekonomist olarak, her kavramı kıt kaynaklar, seçimler ve fırsat maliyeti üzerinden okuma alışkanlığı edindim. Dilde bile bu mantık geçerlidir. Çünkü kelimeler de kaynak, cümleler de yatırım; ve anlam, tıpkı piyasada olduğu gibi, doğru yönetildiğinde verim sağlar. “Ki eki nasıl ayrı yazılır?” sorusu da bu bağlamda yalnızca bir dilbilgisi meselesi değil, aynı zamanda dil ekonomisinin bir örneğidir. Yazıda bu konuyu, piyasa dinamikleri, bireysel kararlar ve toplumsal refah çerçevesinde inceleyeceğiz. Dilde Verimlilik: Ekonomik Bir Perspektif Ekonomi biliminin temelinde bir kural vardır: Kıt kaynaklarla en yüksek faydayı…

Hışır Ne Demek Eski Türkçe? Gücün, İktidarın ve Toplumsal Düzenin Dili Bir Siyaset Bilimcinin Gözünden: “Hışır”ın Gürültüsünde Saklı Güç Toplumsal düzenin sesi bazen sessizlikte değil, hışırda gizlidir. Eski Türkçe’de “hışır” kelimesi, “hışırtı çıkaran, gürültü yapan; değersiz, karışık şey” anlamında kullanılır. Ancak siyaset biliminin merceğinden bakıldığında, bu kelime yalnızca bir ses değil, bir güç metaforudur. Her toplumda bir “hışır” vardır: ses çıkaran, düzeni bozan ama aynı zamanda yeni bir düzenin habercisi olan bir kitle. Peki bu “hışır” kimdir? Ezilen mi, yöneten mi, yoksa arada kalan mı? İktidarın Hışırtısı: Kurumların Sessiz Egemenliği İktidar, her dönemde sessizlikle değil, hışırtıyla hükmeder. Devlet kurumları, yasalar…

Helak Köy Nerede? Öğrenmenin Coğrafyasında Dönüşümün İzinde Bir eğitimci olarak her zaman şuna inanırım: Öğrenme yalnızca bilgi edinmek değil, dünyayı ve kendimizi yeniden anlamlandırmaktır. Her öğrendiğimiz yeni şey, içsel bir yolculuğun parçasıdır. Bu yazıda “Helak köy nerede?” sorusunu yalnızca coğrafi bir merak olarak değil, öğrenmenin dönüşüm gücünü anlatan bir metafor olarak ele alacağız. Çünkü bazen bir köy, bir harita üzerindeki nokta değil; insan zihninin sorgulama, anlama ve yeniden inşa etme alanıdır. Pedagojik olarak “Helak köy”ü, unutulmuş bilgilerin, yanlış kabullerin ve yeniden öğrenme ihtiyacının sembolü olarak düşünelim. Bu köy, geçmişte kalmış düşünce kalıplarının mekânı olabilir; ama aynı zamanda öğrenmenin yeniden diriliş…

Tartışmacı Anlatım Özellikleri Nelerdir? Toplumsal Cinsiyet, Çeşitlilik ve Sosyal Adalet Perspektifinden Bir Bakış Tartışmacı Anlatımın Gücü: Bir Toplumun Sesine Dair Tartışmacı anlatım, bir görüşün ya da düşüncenin savunulması ve karşıt görüşlerin eleştirilmesi amacıyla yapılan bir yazı türüdür. Ancak bu tür bir anlatım, yalnızca bir bakış açısını savunmakla sınırlı kalmaz. Toplumun farklı katmanlarındaki insanlar, farklı cinsiyetler, kültürel geçmişler ve sosyal statüler, tartışmacı anlatımın içinde seslerini bulur. Tartışmalar sadece fikir alışverişi değil, toplumda daha derin değişimler yaratmak için güçlü bir araçtır. Peki, tartışmacı anlatımın özellikleri nelerdir? Özellikle toplumsal cinsiyet, çeşitlilik ve sosyal adalet gibi konuları ele alırken tartışmacı anlatım nasıl şekillenir? Gelin,…

Dünyanın En Eski Heykel Örneği: Tarihin Derinliklerinden Gelen Bir Sanat Eseri Öğrenmenin Dönüştürücü Gücü: Eğitimcinin Perspektifi Eğitim, her zaman yalnızca bilgi aktarma süreci olmamıştır. Bize sadece kavramları öğretmek değil, aynı zamanda dünyayı nasıl algıladığımızı değiştiren, düşünce tarzımızı dönüştüren bir araçtır. Her bir öğrenme deneyimi, zihnimizde yeni bir pencere açar ve bu pencere, bizlere yalnızca bugünü değil, geçmişi de görme fırsatı sunar. İşte tam bu noktada tarihsel eserler, insanlık tarihinin derinliklerine inme fırsatı verir. Bu yazımda, dünyanın en eski heykel örneği olan “Venüs heykelleri” üzerinden tarih, sanat ve eğitim arasındaki bağlantıyı inceleyeceğim. Öğrenmenin gücünü ve bu tür tarihsel eserlerin bize sunduğu…

Kar Kardeşliği Hangi Ülke Yapımı? Sinemanın Gerçek Hayatla Buluştuğu Bir Yolculuk Soğuk Dağların Ardındaki Sıcak İnsan Hikâyesi Bazen bir film, sadece bir hikâye anlatmaz; bizi tarihin, insan ruhunun ve dayanışmanın derinliklerine çeker. “Kar Kardeşliği” tam da böyle bir yapım. İlk izlediğinizde bir hayatta kalma hikâyesi gibi görünse de, derinlere indikçe bu filmin aslında insanın sınırlarını, inancını ve hayata tutunma gücünü anlattığını fark edersiniz. Peki, bu etkileyici filmi kim yaptı? Hangi ülkenin sinema geleneği bu unutulmaz eseri dünyaya kazandırdı? Gelin, veriler ve gerçeklerle zenginleştirilmiş bu yolculuğa birlikte çıkalım. “Kar Kardeşliği”: ABD’nin Anlattığı Evrensel Bir Hikâye “Kar Kardeşliği” (Alive, 1993), Amerikan sinemasının…

Aşağıda, bir eğitimcinin içten bakışıyla başlayıp öğrenme teorileri, pedagojik yöntemler ve bireysel/toplumsal etkiler açısından “Böyle isyan etmem ben genelde hangi şarkı?” ifadesini merkeze alan özgün bir eğitim yazısı yer alıyor. — Eğitmenin İçsel Daveti: Müziğin Ötesine Bakmak Müzik, öğrenmenin görünmeyeni görünür kılar; notalar, duyguların tercümanıdır. Bir şarkı sözü zihne dokunduğunda, o söz yalnızca melodinin süsü olmaz; bireyin deneyimine yön veren bir aynaya dönüşür. Öğretmen olarak inanırım ki bilgi yalnızca aktarılmaz; dönüştürülür. Sözler, melodiler ve şarkılarla kurulan bağ, öğrenciyi salt dinleyici olmaktan çıkarır, kendi dünyasını sorgulayan bir özne hâline getirir. “Böyle isyan etmem ben genelde hangi şarkı?” dediğinizde, yalnızca bir şarkı…